Ana içeriğe atla

1 Mayıs - İşçi ve Emekçi Bayramı


1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramıişçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü. Dünya üzerindeki pek çok ülkede, resmi tatil olarak kabul edilmektedir. Türkiye'de ilk kez 1923'te resmî olarak kutlanmıştır.

Günün anlam ve önemine tam zıt olarak bugün çalışıyorum, kendi isteğimle tabii. Ev hanımları da çalışıyorlar, anneler de bugün izin yapmıyor mesela. Eşler de bugün emekçi bayramı diye görevlerinden feragat edemiyor. Öğrenciler mesela onlarca sınava girip başarılı olabilmek için emek harcıyorlar.

Bu özel günün ortaya çıkışı biraz trajik aslında; 1880'li yıllara kadar dayanıyor bu süreç. İnsanların haklarını korumak ve daha iyi şartlar için mücadele edişine mükemmel bir örnektir hatta. 
Mücadele ederek işçiler haklarına kavuşmuş ve daha insani çalışma şartlarına kavuşmuşlardır.
Bir çalışan olarak mücadeleyi gerçekleştiren ve emeği geçen tüm cesur insanlara teşekkürü bir borç bilirim.

1 Mayısın neden bu kadar önemli olduğundan biraz size bahsedeyim;
1880’li yıllar, ağırlıklı olarak kol emeğinin kullanıldığı ve çalışma şartlarının çok kötü olduğu yıllardı. Küçük çocukların karın tokluğuna çalıştırılması ve 14-15 saate kadar varan iş günleri söz konusuydu.  
1881 yılında Amerika'da kurulan Örgütlü Meslek ve Emek Birlikleri Federasyonu "8 saatlik iş günü" mücadelesini daha da arttırdı.
Bu yalnızca başlangıçtı ve bu süreç; 
  • ABD'nin Chicago kentinde 40 bin tekstil işçisinin gerçekleştirdiği eylem kanla bastırılması,
  • Chicago'da bir fabrikada 8 saatlik iş günü için greve çıkan 1400 işçi işten atılması,
  • Aynı tarihlerde greve çıkan işçilere ateş açılması sonucu, 4 işçinin hayatını yitirmesi,
  • Yine Chicago'da greve çıkan 40 bin işçinin eylemini bastırmak için, saldırılar düzenlendi; hatta işverenler grevcileri bastırmak için sokak çeteleri ile anlaşıp işçilerin üzerine saldı.
  • İşten atılmalar, grev yapan kişiler polisin ateşli silahlarla müdahalesi,
  • Ve hatta, 1 Mayıs olaylarına sebep oldukları için haklarında dava açılan Albert PERSONS, Adolph FISCHER, George ENGEL ve August SPIES, 1 Mayıs 1886 yılında 8 saatlik iş günü mücadelesinde önderlik yaptıkları için idam edilmeleri ile devam edecekti.


Albert PERSONS isimli işçi, özür dileme şartıyla affedileceğini söylenmesi üzerine, mahkeme heyetinin karşısında tarihe geçecek sözlerini söyledi: 

"Bütün dünya biliyor suçsuz olduğumu. Eğer asılırsam cani olduğumdan değil, emekçi olduğumdan asılacağım."

ABD'de yaşanan bu olaylar uluslararası işçi örgütlerini harekete geçirdi. Bahsi geçen mücadeleler ve bir çok zorluklarla geçen 10 sene sonrasında hükümetler ve işverenler işçilerin göstermiş olduğu bu kararlı duruşun karşısında pes etmek zorunda kaldılar ve işçilere hakları verildi. 1890'dan başlamak üzere 1 Mayısı da, "Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü" olarak kabul etti.


Türk toplumunda 1 Mayıs ile alakalı karar alınması ve uygulanabilmesi ise çok daha uzun sürdü.

Anadolu'da 1 Mayıs ilk kez Osmanlı döneminde 1905 yılında İzmir'de kutlandı. İstanbul'da ilk kez 1 Mayıs kutlaması 1910'da yapıldı.  
Ancak 1920'den başlayarak 1935 yılına kadar devam eden süreçte, dünyada yaşanan benzeri grevler, işçilerin haklarını alma çabaları işgal güçleri ve de hükümetler tarafından kabul görmedi. Hatta 1925 -1935 yılları arasında her sene gizli olarak kutlamalar yapıldı.

1 Mayıs günü 1935 yılında çıkarılan "Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun" ile "Bahar ve Çiçek Bayramı" olarak genel tatil günü olarak kabul edildi. 
Hatta daha sonrasında Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Kanununun kabul tarihi olan 24 Temmuz, işçi sınıfına 1 Mayısın yerine bayram olarak dayatıldı, ancak bu dayatma işçi sınıfı tarafından kabul görmedi.

1977 yılında Taksim'de kutlanan 1 Mayıs günü için yüzbinlerce insan toplanmıştı.  Dönemin DıSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in konuşmasının sonlarına doğru çevredeki binalardan halkın üzerine ateş açıldı. Yaşanan paniğin ardından 37 insanımız yaşamını yitirdi ve 200’den fazla yaralı vardı.
(Birleşik Metal-ış Dergisi, Sayı 2'den)

Türkiye'de yaşayan işçiler için de bu günü hükumet ve işverenlere kabul ettirmek kolay olmadı, 2008 Nisan ayına kadar kabul edilmemiştir."Emek ve Dayanışma Günü" olarak kutlanması kabul edilmiştir. 22 Nisan 2009 tarihinde TBMM'de kabul edilen yasa ile 1 Mayıs resmi tatil ilan edilmiştir.(Hürriyet)
Günümüzde Anayasa'da bulunan 2429 Kanun Numarası çerçevesinde bu gün resmi tatildir.
Ülkemde yaşayan işçi ve emekçiler olarak dünya genelinden tam 119 sene sonra edinebildiğimiz haklı gün 1 Mayıs kutlu olsun :)

Sevgiler.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Örgütsel Sessizlik

GİRİŞ   Örgütsel sessizlik; bir örgüte mensup olan kişilerin örgüt faaliyetlerinin iyileştirilmesine, aksaklıkların ortaya çıkarılmasına, yeni süreç/ürün/hizmetlerin oluşturulmasına olanak sağlayacak olan düşünce, fikir ve önerilerini dile getirmemeleri olarak ortaya çıkan bir örgütsel davranış olgusudur. Bireylerin sessiz kalmalarının altında yatan temel sebepleri bilmek örgüt yöneticileri için oldukça önemlidir. İşgörenlerin örgütün faaliyetleri ve işleyişi hakkında düşünce, fikir ve önerilerini dile getirmemeleri kolektif (ortaklaşa) bir hal alıp, örgütsel sessizlik iklimini oluşturabilecektir.   Bu kapsamda, rapor içeriğinde örgütsel sessizlik olgusunun kapsamlı bir tanımı yapılmış, sınıflandırılmasından ve sessizliğin yönünden bahsedilmiştir. Ayrıca örgütsel sessizliğin oluşumunda rol oynayan örgütsel ve çevresel etkenler, örgütsel sessizliğin türleri, nedenleri ve örgütsel sessizliği etkileyen faktörler hakkında da bilgiler sunulmuştur. Örgütsel sessizliğin sonuçları v

Fiil ve İsim Cümlelerinde Geçmiş Zaman

Merhaba Arkadaşlar, Bir kaç gündür paylaşım yapamadım, şimdi tekrar sizlerleyim. Aradaki kayıp zamanı telafi etmek için bugün bir kaç farklı konu paylaşıyor olacağım FİİL VE İSİM CÜMLELERİNDE GEÇMİŞ ZAMAN Bir önceki konuda fiil ve isim cümlelerinde geçmemiş zaman konusundan sonra fiil ve isim cümlelerinde geçmiş zaman konusu ile devam ediyoruz. Türkçe dil bilgisinde geçmiş zaman ile özdeştir. Bir ismin geçmiş zamanda yapılıp bitirildiğini belirtmek için kullandığımız cümle kalıplarıdır. İsim Cümlelerinde Geçmiş Zaman Olumlu Cümle Yapısı; Özne + Wa + Nesne + Deshita  Örn:  Öğrenciydim. : Watashi wa gakusei deshita. Olumsuz Cümle Yapısı; Özne + Wa + Nesne + De wa arimasen + Deshita Örn :  Öğrenci değildim. : Watashi wa gakusei de wa arimasen deshita. Fiil Cümlelerinde Geçmiş Zaman Olumlu Cümle Yapısı; Özne + Wa + Nesne + + Fiil + Mashita  Örn: İçti içtim. : Watashi wa sake o nomimashita. Olumsuz Cümle Yapısı; Özne + Wa + Nesne + Fiil + Masen Deshita Ö

Olan Görünenden Çok Farklıdır

24 Eylül 2020 günü annemi kaybettiğim gün. Ölüm benim için yaşamak kadar normal bir olguydu,  Memento Mori yani Ölümü Hatırla diye bir dövmem de var. Bu dövmeyi yaptırma niyetimi her hatırladığımda bir an dururum. Bu dünyada her şeyin bir sonu var, hayatın da. Sonu olan şeyler için insanların birbirini kırması bana hiç doğru gelmiyordu. Doğuyorsak ve her şeyin bir sonu olduğunu biliyorsak Ölüm için üzülmek bana biraz tuhaf gelmişti çok zaman. Venüs'üm S pozisyonda ve Ay burcum Oğlak; insanların değer yargılarını anlama ve onların duygularını anlamakta pek de iyi olduğumu söyleyemem. Algılarım açıktır,  o an yanımdaki kişi nasıl hisseder anlarım, ya da bir astrolojik harita okuma konu olduğunda çok farklı. Değer yargılarına bakış açımı değiştiren, bir çok şeyi değiştiren bir Ölüm deneyimi yaşadım. Bir insanın ölmesi evet çok normal, ancak o kişinin gittiğinde yaratacağı boşluk ağırmış aslında. Ben annemi çok severdim, o kadar çok severdim ki; büyüyünce ne olacaksın diye sorulunca A