Ana içeriğe atla

Astrolojik Dişil Semboller



8 Mart gününün nereden geldiğine ve nasıl evrildiğine aşağıdaki alıntıda kısaca değindikten sonra size Astrolojik olarak Kadın sembolleri anlatmak isterim.

Dünya Kadınlar Günü Birleşmiş Milletler tarafından bu şekilde tanımlanmış olarak her yıl 8 Mart'ta kutlanan uluslararası bir gündür. İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır. Dünya Kadınlar Günü, kadın hakları hareketinde bir odak noktasıdır. (Kaynak: Vikipedia) Yazının devamı için linke tıklayabilirsiniz; Dünya Kadınlar Günü

Astroloji 'ye yansıyan Kadın semboliklerinden en önemlileri ise Ay ve Venüs'tür.
Her ne kadar kadın sembolleri olsalar da Astrolojik bakış açısından bu etkiler hem Kadın hem de Erkek'te görülür ve burada söz konusu olan Dişil enerjidir. 
Eril ve Dişil enerjiler Yin ve Yang'a benzerler; X ve Z kromozomlarına sahip olan her bir insanın eril ve dişil enerjiye sahip olması da buradan gelir.

Artemis-Selene-Hekate




Ay; genel anlamları ile Annemizi simgeler yani Kadın'ın anne olan yanını, koruyucu, destekleyici, derin olan yanını simgeler. Bizim iç dünyamız Ay ile yakından alakalıdır, nasıl ki doğana kadar annemize bir kordon ile bağlıyız gökyüzünün en hızlı hareket eden gezegeni Ay ile de böyle bir bağımız bulunur. Ay aynı zamanda duygularımızdır, duygularımızdan kolay kolay uzaklaşamayız, kopamayız, zaman alır; anneden ayrılmanın çok zor olması gibi benzerdir bu durum.











Venüs; ise Kadın'ın kadın olan tarafını simgeler. Nasıl sever bir kadın ? diye sorsalar Venüs'ünün etkisi kadar derim. Sevgini gösterme biçimin gökyüzünün Tanrıçası Afrodit yani Venüs tarafından etki alır. Ay'ın kadar derin hisseder ve Venüs'ün kadar bunu dışarı gösterebilirsin.





Gelelim en keyifli tarafına; Asteroitler yani Mitolojideki Tanrıçalar.

Asteroidler kullanılmadan önce, feminen ilkenin göstergeleri olarak sadece Ay ve Venüs vardı. Kadınlar için sosyal kabul gören Annelik (Ay) ve Eşlik (Venüs) rolleri asteroid keşiflerinden sonra değişmeye başladı. 

1800'lü yıllarda Asteroidler keşfedildiğinde ilk görülen 4 tanesine eski çap Tanrıçalarının adları verildi; Ceres, Pallas, Juno ve Vesta.

Altta paylaşmış olduğum linkten asteroitlerin keşfinden bir süre sonra kadınların artık sadece Anne ya da Eş sıfatlarından sıyrılıp kendilerini daha fazla keşfettikleri döneme denk gelmesi eşzamanlılık çalışır dedirtiyor tekrardan. Çünkü sembolik olarak bu dört Asteroid kitlesel bilinçte ortaya çıkmakta olan feminen (dişil) ilkenin görünüşlerini temsil ederler.

Vesta, Ceres ve Juno: Jüpiter, Neptün ve Plüton'un kız kardeşleriydi ve hepsi Titan Satürn ile Rhea'nın birlikteliğinden doğmuşlardı. Yeni Gök Tanrısı Jüpiter, en sevdiği kızı olan Pallas Athena'yı bizzat kendi başından doğurdu. Gelelim bu dört Tanrıçanın astrolojik olarak bize yansımalarına.

Ceres

Demeter
Eski Yunan'da Ceres'i Tanrıça Demeter olarak kabul etmişler ve ona tarım tanrıçası olarak taparlardı. 

Anne olarak ilişkisinde Ceres, yeni yaratılmış yaşam biçimlerini sürdüren ve besleyen koşulsuz sevgi ilkesidir. Yaşamı destekleyici besini aktaran rahim ve göbek bağı işlevi görerek hayatı besler. 
Çocuğun bakımı ve erken dönem gelişimi için birincil sorumluluğu alan her kim ise, Ceres arketipini geçiren odur.

Astrolojik olarak Ceres, öz değer ve öz saygı, ebeveynlerimizle ve çocuklarımızla ilişkimiz, bağlanma, bağımlılık, kaybetme, ayrılma, reddetme/reddedilme, keder, paylaşma, çalışma ve verimlilik konularına yaklaşım biçimimizi anlatır.
Burçlarda; on iki beslenme biçimini ifade eder. Fiziksel ve duygusal olarak besleme ve beslenme ihtiyaçlarımızı nasıl karşıladığımızı ve koşulsuz seven ve sevilen biri olarak hissetmek için kendimizde ve başkalarında neye ihtiyacımız olduğunu gösterir.
Evlerde; fiziksel ve duygusal besleme ve beslenme ihtiyacını en çok nerede kolayca yaşadığımızı gösterir. Ayrıca hangi tür deneyimlerin kendini sevme ve kendini kabullenme hislerini veya kendini reddetmeyi ve eleştirel tutumları geliştireceğini de gösterir.

Pallas Athene

Yunanlılar bilgelik ve adalet tanrıçası Pallas Athene'ye şehrin ve güzel sanatların koruyucusu olarak taparlardı. Her şeyi kavrayabilen algısı sayesinde dünya insanlarına bilgece öğütler verirdi.

Pallas Athene
Dışsal düzeyde bu mit, feminen bilgelik ilkesinin devletin ihtiyaçlarına yedirilmesi ve uydurulmasıdır. İçsel düzeydeyse, üretken cinsel enerjinin yaratıcı zihinsel uyarımların serbest bırakılması için kutuplaştığı noktada bilinci ortaya çıkarır. Pallas Athene'nin başarı korkusuyla ilgili patolojisi, kadınlıkla zihinsel yaratıcılığın kültürel koşullanma nedeniyle ayrılmasından kaynaklanmaktadır.

Kız Evlat rolüyle Pallas Athene, düşünce formlarını doğuran yaratıcı zeka ilkesini temsil eder. Doğal tezahür yasaları konusundaki bilgisi yoluyla, kişinin gerçekleştirme ve başarıya ulaşma kapasitesi olarak işlev görür.

Astrolojik olarak; öğrenme, yaratıcılık, güzel sanatlar, siyaset, şifa, ilişkilere yabancılaşma, rekabet ve başarı korkusu meseleleriyle nasıl yüzleştiğimizi gösterir.
Burçlarda; yaratıcı zihnin on iki tipte algısını ifade eder.
Evlerde; yaratıcı zihinsel dürtünün nerede ifade edildiğini ve başarı korkusunun nerelerde bu dürtüyü engellediğini açıklar.

Vesta

Eski Yunan'da Ocak Tanrıçası olarak adlandırılan Vesta'ya hem kutsal ateşin ve hem de evin ateşinin koruyucusu olarak taparlardı. İnsanlar için devletin ve ailenin kaynaşmasını garantileyen bir koruma sembolüydü.
Vesta aynı zamanda kendini dine adayan Tapınak Rahibeleriyle de ilişkilendirilir. Vesta'nın yakın ilişkilerden uzak durma patolojisi doğal içgüdülere ket vurmaktan kaynaklanır.
Kız kardeş rolünde Vesta; toplanma/odaklanma ve bağlanma ilkesinin sembolüdür. Yaratıcı enerjileri, kişisel arınma ve bütünleşme akımlarına dönüştüren bağımsız bir öz kimlik olarak hareket eder.

Astrolojik olarak Vesta; kişisel bütünlenme, çalışma, adanma/bağlılık, fedakarlık, kişisel ilişkilerden uzaklaşma konularıyla ve yakınlık inkarına ve korkusuna dayanan bir dizi cinsel kompleksle yüzleşme yollarını anlatır.
Burçlarda; toplanma/odaklanma ve bağlanma ilkesinin on iki şeklini ve bunları gerçekleştirmek amacıyla hayatlarımızdan neleri çıkarmak zorunda olduğumuzu tarif eder.
Evlerde; kişinin en çok kısıtlanma yaşadığı yerle birlikte özveride bulunduğu ve bağlandığı alanı da gösterir. 

Juno

Yunanlılar evlilik tanrıçası Juno 'ya güzelliği ve sadakati için saygı duyarlardı. İdealleştirilmiş bir eş olarak Juno, evlilik kurumunda düzgün bir eşin görev ve davranışlarına örnekti.
Juno (HERA)
Eş rolünde Juno, ilişki prensibini temsil eder. Anlamlı ilişki kurma kapasitemizi ve diğer insana karşı duyarlılığımızın ve farkındalığımızın derecesini simgeler.
Astrolojik olarak Juno; uyumluluk, ötekini kabullenme, karşılıklı paylaşma, güven, kıskançlık, sahiplenicilik ve güç savaşları gibi konularda yüzleşme yollarımızı gösterir.
Burçlarda; ilişkinin ve yakınlık ihtiyaçlarımızı karşılamamızın on iki biçimini tarif eder. Eğer bu ihtiyaçlar inkar edilirse, Juno bu durum sonrasında yaşayacağımız sinir bozucu etkileşimleri gösterir.
Evlerde; en çok nerede ilişki ihtiyacı hissedebileceğimizi ve en önemli ilişki derslerimizle hangi yaşam deneyimleri alanında karşılaşabileceğimizi tarif eder.
Juno'nu burcu ve ev konumu ayrıca ideal eşimizde aradığımız özellikleri tarif eder.


Kaynakça;
Asteroid Tanrıçalar// Demetra George & Douglas Bloch
Wikipedia
Astroloji // Julia & Derek Parker




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Örgütsel Sessizlik

GİRİŞ   Örgütsel sessizlik; bir örgüte mensup olan kişilerin örgüt faaliyetlerinin iyileştirilmesine, aksaklıkların ortaya çıkarılmasına, yeni süreç/ürün/hizmetlerin oluşturulmasına olanak sağlayacak olan düşünce, fikir ve önerilerini dile getirmemeleri olarak ortaya çıkan bir örgütsel davranış olgusudur. Bireylerin sessiz kalmalarının altında yatan temel sebepleri bilmek örgüt yöneticileri için oldukça önemlidir. İşgörenlerin örgütün faaliyetleri ve işleyişi hakkında düşünce, fikir ve önerilerini dile getirmemeleri kolektif (ortaklaşa) bir hal alıp, örgütsel sessizlik iklimini oluşturabilecektir.   Bu kapsamda, rapor içeriğinde örgütsel sessizlik olgusunun kapsamlı bir tanımı yapılmış, sınıflandırılmasından ve sessizliğin yönünden bahsedilmiştir. Ayrıca örgütsel sessizliğin oluşumunda rol oynayan örgütsel ve çevresel etkenler, örgütsel sessizliğin türleri, nedenleri ve örgütsel sessizliği etkileyen faktörler hakkında da bilgiler sunulmuştur. Örgütsel sessizliğin sonuçları v

Fiil ve İsim Cümlelerinde Geçmiş Zaman

Merhaba Arkadaşlar, Bir kaç gündür paylaşım yapamadım, şimdi tekrar sizlerleyim. Aradaki kayıp zamanı telafi etmek için bugün bir kaç farklı konu paylaşıyor olacağım FİİL VE İSİM CÜMLELERİNDE GEÇMİŞ ZAMAN Bir önceki konuda fiil ve isim cümlelerinde geçmemiş zaman konusundan sonra fiil ve isim cümlelerinde geçmiş zaman konusu ile devam ediyoruz. Türkçe dil bilgisinde geçmiş zaman ile özdeştir. Bir ismin geçmiş zamanda yapılıp bitirildiğini belirtmek için kullandığımız cümle kalıplarıdır. İsim Cümlelerinde Geçmiş Zaman Olumlu Cümle Yapısı; Özne + Wa + Nesne + Deshita  Örn:  Öğrenciydim. : Watashi wa gakusei deshita. Olumsuz Cümle Yapısı; Özne + Wa + Nesne + De wa arimasen + Deshita Örn :  Öğrenci değildim. : Watashi wa gakusei de wa arimasen deshita. Fiil Cümlelerinde Geçmiş Zaman Olumlu Cümle Yapısı; Özne + Wa + Nesne + + Fiil + Mashita  Örn: İçti içtim. : Watashi wa sake o nomimashita. Olumsuz Cümle Yapısı; Özne + Wa + Nesne + Fiil + Masen Deshita Ö

Olan Görünenden Çok Farklıdır

24 Eylül 2020 günü annemi kaybettiğim gün. Ölüm benim için yaşamak kadar normal bir olguydu,  Memento Mori yani Ölümü Hatırla diye bir dövmem de var. Bu dövmeyi yaptırma niyetimi her hatırladığımda bir an dururum. Bu dünyada her şeyin bir sonu var, hayatın da. Sonu olan şeyler için insanların birbirini kırması bana hiç doğru gelmiyordu. Doğuyorsak ve her şeyin bir sonu olduğunu biliyorsak Ölüm için üzülmek bana biraz tuhaf gelmişti çok zaman. Venüs'üm S pozisyonda ve Ay burcum Oğlak; insanların değer yargılarını anlama ve onların duygularını anlamakta pek de iyi olduğumu söyleyemem. Algılarım açıktır,  o an yanımdaki kişi nasıl hisseder anlarım, ya da bir astrolojik harita okuma konu olduğunda çok farklı. Değer yargılarına bakış açımı değiştiren, bir çok şeyi değiştiren bir Ölüm deneyimi yaşadım. Bir insanın ölmesi evet çok normal, ancak o kişinin gittiğinde yaratacağı boşluk ağırmış aslında. Ben annemi çok severdim, o kadar çok severdim ki; büyüyünce ne olacaksın diye sorulunca A