Ana içeriğe atla

Taciz Sadece Cinsel Olmaz

Çocukken Barış Manço'nun bir programı vardı, 7'den 70'e diye. Çok severdim o programı. Barış Manço'yu da çok severdim. Şarkılarını ezberler,söylerdim. 

Barış Manço vefat ettiği zaman o kadar üzülmüştüm ki, hayatımda ilk defa günlük yazmaya karar vermiştim. Basit bir deftere yazmıştım o anki hislerimi, duygularımı. Saklama ihtiyacı da hissetmemiştim. Kimsenin o yazıları okuyacağını düşünmemiştim çünkü. Bir süre sonra annem bana güzel bir defter almıştı, şaşırmıştım. Çünkü bir defter istemiyordum.

Annem defteri bana verdiğinde yazdıklarımın çok güzel olduğunu ve yazmaya devam etmemi söyledi. Ben kendimi o an çok kötü hissetmiştim, sanki çırılçıplak kalmıştım kalabalıklar önünde. Paylaşmadığım, paylaşmak istemediğim bir durum iznim olmadan öğrenilmişti, alanıma girilmişti izinsiz olarak.

O günden sonra günlük tutmadım. Yıllarca yazmadım hiç bir şey. Dil bilgisi derslerinde de çok başarılı değildim. Arkadaş ortamlarımda, ilişkilerimde kendimi çok iyi ifade edemedim yıllarca, kompozisyonlarda aklıma gelen fikirleri tam anlamı ile dökemedim kağıda, kendimi hep savunmasız hissettim uzun süre. Ve bu hissediş duygularımı ve düşüncelerimi de özgürce ifade edememe olarak hayatıma yansıdı.

Annemin aslında çok temiz, güzel bir niyetle hatta ve hatta beni yazmaya teşvik etmek için yaptığı bu jest beni taciz edilmiş hissettirmişti. Ve yıllarca bunları belki kendime bile ifade edemedim. Ancak farkediyorum ki yazmak bana çok iyi geliyor ve kendimi ifade noktasında kendimi geliştirmeme ve sorunları aşmama yardımcı oluyor.

Bir terapi aracı olarak da yazmak, basit bir günlük tutmak dahi insana çok iyi gelir. Çünkü insan yazarken duygular kalemden akar, kendine bile itiraf etmediğin noktalar açığa çıkıp kağıda dökülür.

Hatta yazdığımız günlükleri hiç saklamadan ortada bırakabilmek bizi özgürleştirecek çok basit bir uygulama. Çünkü biz kendimizi özgürce ifade ederken, bizim duygularımız ve düşüncelerimizle yüzleşmek isteyenler bunu yaşayabilir ve biz bu durumda kendimizi rahat hissedebilmeliyiz. Böylelikle düşüncelerimizin kabul edilmesi ya da edilmemesi kalıplarından özgürleşebiliriz.

Bunları yetişkin zamanlarımda tekrar kesfettiğimde, her sıkıldığımda yazmaya başladım. Ve yazılanları kimsenin okumasından korkmadan paylaşabilmeyi başardım. 

İlham veren paylaşım sevgili Meltem Reyhan hanım'ın youtube videosu; https://www.youtube.com/watch?v=yfklrRyVGoQ&t=18s 

Sizlere de tavsiye ederim.

Sevgiler.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fiil ve İsim Cümlelerinde Geçmiş Zaman

Merhaba Arkadaşlar, Bir kaç gündür paylaşım yapamadım, şimdi tekrar sizlerleyim. Aradaki kayıp zamanı telafi etmek için bugün bir kaç farklı konu paylaşıyor olacağım FİİL VE İSİM CÜMLELERİNDE GEÇMİŞ ZAMAN Bir önceki konuda fiil ve isim cümlelerinde geçmemiş zaman konusundan sonra fiil ve isim cümlelerinde geçmiş zaman konusu ile devam ediyoruz. Türkçe dil bilgisinde geçmiş zaman ile özdeştir. Bir ismin geçmiş zamanda yapılıp bitirildiğini belirtmek için kullandığımız cümle kalıplarıdır. İsim Cümlelerinde Geçmiş Zaman Olumlu Cümle Yapısı; Özne + Wa + Nesne + Deshita  Örn:  Öğrenciydim. : Watashi wa gakusei deshita. Olumsuz Cümle Yapısı; Özne + Wa + Nesne + De wa arimasen + Deshita Örn :  Öğrenci değildim. : Watashi wa gakusei de wa arimasen deshita. Fiil Cümlelerinde Geçmiş Zaman Olumlu Cümle Yapısı; Özne + Wa + Nesne + + Fiil + Mashita  Örn: İçti içtim. : Watashi wa sake o nomimashita. Olumsuz Cümle Yapısı; Özne + Wa + Nesne + Fiil ...

Örgütsel Sessizlik

GİRİŞ   Örgütsel sessizlik; bir örgüte mensup olan kişilerin örgüt faaliyetlerinin iyileştirilmesine, aksaklıkların ortaya çıkarılmasına, yeni süreç/ürün/hizmetlerin oluşturulmasına olanak sağlayacak olan düşünce, fikir ve önerilerini dile getirmemeleri olarak ortaya çıkan bir örgütsel davranış olgusudur. Bireylerin sessiz kalmalarının altında yatan temel sebepleri bilmek örgüt yöneticileri için oldukça önemlidir. İşgörenlerin örgütün faaliyetleri ve işleyişi hakkında düşünce, fikir ve önerilerini dile getirmemeleri kolektif (ortaklaşa) bir hal alıp, örgütsel sessizlik iklimini oluşturabilecektir.   Bu kapsamda, rapor içeriğinde örgütsel sessizlik olgusunun kapsamlı bir tanımı yapılmış, sınıflandırılmasından ve sessizliğin yönünden bahsedilmiştir. Ayrıca örgütsel sessizliğin oluşumunda rol oynayan örgütsel ve çevresel etkenler, örgütsel sessizliğin türleri, nedenleri ve örgütsel sessizliği etkileyen faktörler hakkında da bilgiler sunulmuştur. Örgütsel sessizliğin so...

Astrolojik Dişil Semboller

8 Mart gününün nereden geldiğine ve nasıl evrildiğine aşağıdaki alıntıda kısaca değindikten sonra size Astrolojik olarak Kadın sembolleri anlatmak isterim. Dünya Kadınlar Günü   Birleşmiş Milletler  tarafından bu şekilde tanımlanmış olarak her yıl 8 Mart'ta kutlanan uluslararası bir gündür.   İnsan hakları  temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır. Dünya Kadınlar Günü,  kadın hakları  hareketinde bir odak noktasıdır.   (Kaynak: Vikipedia) Yazının devamı için linke tıklayabilirsiniz;   Dünya Kadınlar Günü Astroloji 'ye yansıyan Kadın semboliklerinden en önemlileri ise Ay ve Venüs'tür. Her ne kadar kadın sembolleri olsalar da Astrolojik bakış açısından bu etkiler hem Kadın hem de Erkek'te görülür ve burada söz konusu olan Dişil enerjidir.  Eril ve Dişil enerjiler Yin ve Yang'a benzerler; X ve Z kromozomlarına sahip olan her bir insanın eril ve dişil en...